Sayfalar

28 Eylül 2013 Cumartesi

Yazar Ayları

Yazar Ayları | Ekim | Büyük Kitap Çekilişi



                                       yazar ayları bu ay Jose Saramago ile devam ediyor.  Yine çok sevdiğim Kırmızı Kedi Yayınları'nın sponsor olduğu yarışmaya katılmak için buraya tıklayın derim



27 Eylül 2013 Cuma

Yolpalas Cinayeti / Halide Edip Adıvar



Bir kitabı daha eritmiş yalamış yutmuş bulunmaktayım hangisi mi ?

Halide Edip Adıvarın 1936 da Paris'te kaleme aldığı roman ;

Yolpalas Cinayeti.Aslında o bir cinayet romanı değil realist,toplumsal mesaj veren bir roman.Bolca yabancı kelime var içinde tabi sayfanın alt kısmında açıklamaları var ki ben bayılıyorum böyle romanlara kelime hazinemi geliştirdiği için eski sözcükleri çok sevdiğim için olsa gerek.

Yolpalas CinayetiHalide Edip Adıvar tarafından kaleme alınan, 1936 yılında basılan roman. 1955 yılında aynı adla sinemaya da uyarlanmıştır.

Güçlü bir anlatımı vardı,Romandan alıntıladığım iki cümle olabildi diğerlerini okumaktan alıntı yazamadım .
Hem biraz klasik olmuş hem cinayet le taçlandırılmış sıkmayan hemde klasiklerden sıkılıyorum ben diyenler için yeterli incelikte bir roman bu sebeple de böyle düşünenlere çok çok tavsiye ederim

Halide Edip Adıvar ile ilk tanışmam ,nedense bu kitabı ile başlamak istedim iyi ki de öyle etmişim.Kitap da bir kız bir cinayet işliyor ama toplumda deli,kötü olarak nitelendirilirken aslında masumiyet üzerine değiniyor yazar.Görünenin ardında görünmeyeni,sınıf ayrımlarını (özellikle Şişli sosyetesini ,zengin çevreyi çok iyi analiz etmiş yazar),zengin fakir arasındaki çatışmaları,görgüsüzlüğün,dalkavukluğun,para düşkünlüğünün eleştirildiği bir roman.Dönemine ışık tutmuş ve halen de güncel olmasının sebeplerinden biri olan sınıf ayrımının bu şekilde hem güçlü kelimeler ile hemde bir cinayetin arkasından anlatılması bence harikaydı.

Bir cinayet romanının aksine ' katil kim?' sorusundan ziyade 'neden ?' sorusu üzerine kurulu bir roman
Aslında tamamını bile anlatasım var ama anlatmamak için kendimi frenleyeceğim ve okuyun diyeceğim.

Alıntıladıklarım:

Belki de doğru.Belki de insanlar birbirlerine kanla,sınıfla değil,inandıkları şeyde iştirakle bağlanıyorlar.

Akıl hastalığı klinikleri , daha doğrusu tımarhaneler başka hastanelerden pek farklı değildir.Delilerin,deli olmayanlara benzemesi çok korkunç bir şeydir.Delileri tetkik eden ister doktor,ister başka adam olsun mutlak içinden adeta kendi aklından şüphe etmeye başlarlar.


Gönüllü Okuyucu-Görmeyenlerin Gözü Olun

şans eseri bulduğum bir grubu sizinle paylaşmak istiyorum Allaha hamdolsun bizim gözlerimiz görüyor ama onların görmüyor onlara yardım amaçlı kurulmuş olan bu grupta kitaplar seslendirilerek onlara yardım ediliyor ben kendim yapabilecek ekipmana sahipmiyim yapabilir miyim ? bilemiyorum ama bu grubu inceleyerek belki bu tarz birşey yapacak ve sevap kazanacak arkadaşlarımın da sevabına bir nebze olsun vesile olmuş olmak istedim.

http://groups.yahoo.com/neo/groups/gonulluokuyucu/info

http://www.getem.boun.edu.tr/gonullu.asp  burayada bakmanızı tavsiye ederim gerekli programları indirip inceleyeceğim kendimde başarabilirsem ne mutlu bana







26 Eylül 2013 Perşembe

Ptt sorunsalı ve yaşadığım olay

canımı sıkan bir olayı sizlerle paylaşmak istedim şöyle ki kitap takası yapmak için Ptt ye gittim görevliden indirim kodları ile kitap yollamak istediğimi söylediğimde bana ben bilmiyorum bu şekilde yollamasını yapamam dedi bende öğrenebilir misiniz beykozdaki şubeden dedim ancak öğrenemem eğer sen çok biliyorsan gel sen öğret yada öğrenir gelir bana öğretirsin diyerek herkesin içinde hava attı bana.bende Ptt ye dilekçe yazarak yaşadığım olayı anlattım ve kişinin bilgilendirilmesini istedim.Bugün kitabımı almaya gittiğimde işte orda gene tanıdıkları vardı orası ufak yer işte Şaban Beyin kimseye zararı olmamıştır vs vs dediler bende açıklama yaptım insanlara ama adam dedi açıklama yapmak zorunda değilsiniz dedi bir nevi hata lı olduğunu biliyor ama vicdanımla oynayarak bundan sonra bütün kötü dualarım sizinle emin olun bundan sonra ne kadar kötü duam varsa sizin için edeceğim müdürüm şikayetinizi almış falan dedi.Bende dedim ben sizin şahsınıza görevinize ilişkin birşey sölemedim sadece dediğiniz cümleyi ve öğremeniz gerektiğini söyledim. sonuçta madem yaşlısın benim senin kadar kızım var diyorsun dimi ama o zaman o şekilde konuşmayacak bilmediği birşey varsa açayım telefon edeyim de öğreneyim diyecek çünkü aynı şubeden genç bir memur arkadaşla ben indirimli şekilde yollamıştım dediğim halde ben öğrenemem diyorsan o zaman bende şikayet etmekde haklıyım yani en azından benim düşüncem bu yönde ama kendisi işte kötü dualarım seninle vs diyince gözüme baka baka böle içim cız etti vicdanım sızladı ...Ama sonra bir yandan kalbim keşke karışmasaydın yollasaydın her seferinde 6 tl ye kitap ne olcak diyo bir yanımda ama ben etmezsem şikayet o etmezse bu insanlar bu koltuklarda hiç kendilerini geliştirmeden oturdukça yeniler her zaman işsiz kalırlar diyor mantığım da.Sizce hangisi siz böyle bir durumda kalsaydınız ne yaparsınız?

23 Eylül 2013 Pazartesi

Eşimin doğum günü

Dün eşimin doğum günüydü sabah sekizde kalktım ve başladım mutfakta hazırlıklarıma öncelikle yemekle başladım daha sonra pasta daha sonra salata ve masamın hazırlanması epey yorulsam da deydi çünkü eşim çok beğendi güzel bir doğum günü geçirdik huzurla.Darısı tüm sevdiğine kavuşmak isteyenlere .Rabbime şükürler olsun ki O veriyor biz yiyebiliyoruz O veriyor ki sağlığımızı yapabiliyoruz bu ikisi olmasa hiçbir şey olmazdı diye düşünüyorum rızık ve sağlık için sana şükürler olsun Allahım.

Lafı çok uzatmadan evimdeki malzemelerle yaptığım pastam ve masamla baş başa bırakıyorum sizleri...

Sevgi ve saygılarımla


malatya usulü mercimekli köftem


eşim yaptı kendisi bilakis (paladium avm ) de makarnacı olduğu için eskiden ...bunu da haşlaması benden yapması sosu falan ondan.

buda benim elde olan meyve ve krokanla yaptığım muzlu pasta

18 Eylül 2013 Çarşamba

Geniş Zamanlar /Ayşe Kulin





Ayşe Kulinin okuduğum ikinci kitabı ve gene çok sevdim seviyor muyum ne bu yazarı :)

Kitap 114 sayfa  ve 6 öyküden oluşmakta.

ilk üç hikayede zengin ,çalışan modern hayatın içinde olan bir kadından bahsediyor.İsmi Ayla.Temizlikçisinin kızı Zeynebi yanına alıp büyütür onun zekasını farkeder ve kötü şartlardan kurtulsun hayatı kurtulsun okusun ve kendi ayakları üstünde dursun diye elinden geleni yapar ama hayatında öyle bir dönem geçirir ki Ayla eşi onu kendi en yakın arkadaşı ile aldatır ve daha sonrasını anlatmayacağım okuyun derim gerçekten hikayelerin hepsi birbirinden farklı ve güzel. Öykü okumayı seviyorum özellikle 2013 benim için bol öykülü bir dönem oldu.


Özelllikle Aydının geçtiği hikaye tüylerimi diken diken etti .Bu kitap okunmalı başka da birşey demiyorum.



Kabil / Jose Saramago



Dil ve anlatım: Anlatımı çok derin ve dili de farklı geldi başlarda ,garipsedim ,özümsemem zor oldu hatta kitabın ortalarına kadar o dile ısınamadım ama sonradan alıştım ve çok beğendim anlatımını o sonlanmamış cümleleri virgülle ayrılan cümleleri :)

Konu : Konu olarak Habil ile Kabili ele alıyor ,Saramago, bu romanda Hazreti Âdem ve Havva’nın oğlu, kardeşi Habil’in katili Kabil için bir yolculuk kurgulamış. Kabil’in zaman ve mekân tanımayan serüveni Eski Ahit diyarlarında geçiyor. Kabil le devam ediyor Kabilin kötü ruhundaki özelliklerin aslında kötü gibi görüdüğünü ,Yaratıcının belli bir yargılama adalet kavrayışının olmadığını kendince anlatmış inananlar için çok zor bir kitap hayatımda böyle bir kitap okuyacağım aklıma bile gelmezdi sanırım saramago bir ataist ve komunist fakat ben zıt görüşleri bu kadar hivicli ,sert ve bu kadar okunası şekilde anlatıldığını ilk kez görüyorum ve çok beğenerek okudum

İyi bir kitap okumak isteyenlere rahatlıkla tavsiye edilir. Saramago'nun duraksız çağlayan kelimelerden kurduğu evrene ilk kez gireceklere de tavsiye edilir,din, tanrı ve insan üzerine düşünmek isteyenlere de tavsiye ediyorum

Çeviri olarak da çok başarılı buldum her ne kadar anlamasam da yabancı dilden buna şurdan karar verdim bu kadar hicivli bazı yerlerde çok sert kelimeleri olan ve sert eleştirileri olan ,bolca düşündüren ve sıkmayan ayrıca bir yanıda esprili bir kitabı çevirmek gerçek bir başarı olsa gerek


Alıntı İbranilere Mektup 11: 4:

"Habil, imanla, Tanrı'ya Kabil'den daha iyi kurban takdim etti ve onun hediyeleri hakkında Tanrı şehadet ederek bununla şahid olduğuna şehadet olundu ve ölmüş olduğuhâlde bu vasıta ile hâlâ söylüyor."


bu alıntıya da bayılmıştım okuyunca beni güldürdü Saramago ki yaşadığım çoğu olaylar bunu özetlediği için onlara verilecek en güzel cevabım bu olabilirdi diye düşündüm

Bir erkekle bir kadın sucuk doldurma makinesi değildir, hormonlar son derece karmaşık şeylerdir, bir anda oluşmazlar, ne eczanede bulunur ne de süpermarkette, zaman zaman tanımak gerekir. (s. 13)

Habil ->
 Efendinin lütfuna en iyi şekilde mazhar olduktan sonra, ömrü en kötü biçimde sona eren biri. (s. 15)

Yasak meyve -> Buramda kaldı dedi adem, boğazına dokunarak. (s. 18)

Gökyüzünde de çok gülümseniyordu, ama her zaman meleksi bir şekilde ve hafif bir hoşnutsuzluk ifadesiyle birlikte, sanki mutlu olmaktan özür diler gibi. (s. 24)

Kabil ile Habil dünyanın en iyi dostuydu, kardeş gibi bile gözükmüyorlardı. (s. 30)

İnfaz eden kol bendim ama hükmü veren sendin. (s. 32)

Hayatta neden ve niçin olduğunu bilmeden çocuk yapmaktan başka hedef olmaması çok kötü. (s. 34)
Kuşku duymak uzun yaşamış olmanın ayrıcalığıdır. (s. 41)

Burada otomobiller ve otobüsler yok, trafik işaretleri ve ışıkları yok, yeraltı geçitleri yok, binaların cephelerindeki ya da evlerin çatılarındaki reklam duyuruları yok, kısacası modernite, modern yaşam yok. Ama hepsi gelecek, ilerlemenin kaçınılmaz olduğu, ölüm kadar – ve yaşam kadar- kaçınılmaz olduğu daha ilerde bilinecek. (s. 42)

Kabil kafasının içinde yaşamını evirip çevirdi ve bu yaşama hiçbir açıklama bulamadı. (s. 52)


İnsanların tarihi tanrı’yla anlaşmazlıklarının tarihidir, o bizi anlamaz biz de onu anlamayız. (s. 76)

Belirsizliğin yolu başlangıçta dardır, ama onu genişletmeye hazır biri elbette olacaktır, bir halk özdeyişini tekrarlarsak, belirsizlik yemek yemek ya da kaşınmak gibidir, önemli olan başlamaktır. (s. 86)

Kimse tek kişi değildir. (s. 100)

Gelecek önceden yazılıdır, ama biz bütün bunların yazılı olduğu sayfayı okumayı bilmiyoruz. (s. 102)

Gerçekten insanların yaşamı hak etmediklerini mi düşünüyorsunuz, diye sordu kabil, şaşırmıştı, Bizim söylediğimiz bu değil, söylediğimiz ve tekrar ettiğimiz şey, insan varlıklarının, bilinen bütün zamanlar boyunca davranış tarzları dikkate alındığında, yaşamı, karanlık yanlarına rağmen, ki bunlar da çoktur, güzel, büyük, muhteşem yanlarıyla birlikte hak etmedikleridir, cevabını verdi meleklerden biri. Sonuç olarak bir şey söylemek diğerini de söylemek anlamına gelmez, diye ekledi ikinci melek. Aynı anlama gelmese bile kısmen aynıdır, diye ısrar etti kabil. Belki ama farklılık bu kısmen’dedir ve o da önemli bir farklılıktır, Bildiğim kadarıyla biz burada yaşamı hak edip etmediğimizi kendimize hiç sormadık, dedi Kabil. Eğer bunu kendinize sormayı düşünseydiniz, yeryüzünden silinmekte olmazdınız, Ağlamanın faydası yok, çok bir şey kaybedilmeyecek, cevabını verdi Kabil. (s. 134/135)
Hikaye bitti, anlatacak başka bir şey olmayacak. (s. 146)












16 Eylül 2013 Pazartesi

Stephen King - Çılgınlığın Ötesinde


                                                 

http://pinucciasbooks.blogspot.com/2013/09/yazar-aylar-eylul-stephen-king.html etkinliğinde okuduğum kitapın değerlendirmesi:
Ayrıca bu etkinlik için kendilerine teşekkür ediyorum



Bu kitabı şu şekilde özetleyebilirim bir korku kitabı değil,hikayesi klişe.Yazarın kitaplarını okumamışsanız bu kitapla başlamanızı tavsiye etmem ancak bir koleksiyonerseniz mutlaka bu kitabını da okumak isteyeceksinizdir.Kaldıki ben uzun zamandır Stephen King okumuyorum ama bu kitap ile bir kere daha yıkıldım okurken çok bunaldım

14 yıldır polis olan bir adamın Rose adındaki eşine yaptığı türlü eziyetleri anlatıyor bu kısımları okurken özellikle çocuk düşürmesi kısmı beni çok üzdü ağlayacak duruma geldim ki malesef böyle kocalarda yok değil bazen haberlerde şahit oluyoruz kocası tarafından öldürülen kadınlara çok acıklı malesef ki olan bir şey.
Aslında bu konuda çok konuşmak istiyorum ama başka zaman başka bir postum da özgürce düşüncelerimi yazmak isterim şimdi değil

Rose evden kocasının kredi kartını da alarak kaçar ki ne kaçış kartı alana kadar kadın o kadar korkmuş ki eşinden aklından neler geçiyor nasılsa beni öldürecek diyor ve bir cesaretle alıyor ve kaçıyor ve kendine yeni bir hayat kurmaya çalışıyor.Manyak koca karısını belli süre sonra izini gene buluyor polis olduğu için.
Saplantıların insana neler yaptırabileceğinin romanı diyebilirim.

Psikolojik gerilim türünde yazılmış yani bir korku kitabı olarak almayın .



13 Eylül 2013 Cuma

Mimlenmişim!



Hayatınızda hiç mucize olarak nitelendirebileceğiniz bir olay yaşadınız mı?
şimdi bu blogu okuyan tanıdıklarım olur diye bir olay var anlatmak istemem ama maille soran olursa sölerim :D onun dışında bir mucize daha yaşadım normalde ben dilenen kişilere pek para vermem nedense bende güven duygusu uyandırmazlar,
ama o gün şirinevlerde biri vardı yaşlı biri nedense ona para mı veresim geldi geçerken tek düşüncem şuydu aman neyse olsun sadakam olsun o bu parayı ne ederse etsin ben Allah rızası için vereyim dedim neyse ogün bitti 
sanırım bir hafta geçti ben çerkezköye okula dönüyordum
yolda yürürken bir inşaattan kocaman bir cam şişe atıldı belki bazı arkadaşlar saçma bulabilir ama tam ayak parmağımın ucunda patladı esnaf çıktı iyimisin kızım birşey varmı vs vs hastanelik durum varmı diye sordu ama bir adım değil azıcık birşey eğilmiş bile olsam o şişe başıma düşecekti ve fırlatanda çok şiddetli şekilde attı sonra işte sordum işte kim bu falan filan biraz deli biriymiş duyumlarıma göre.ama ogün beni koruyanın o sadaka niyetli verdiğim para olduğuna inanıyorum nedense Elbette koruyan gözeten mevlam ama onu o niyetle vermiş olmam belki beni orda korudu bana büyük ders oldu

Almayı düşünüp de alamadığınız ne var?
Hamdolsun şuanda birşey yok daha dün kulaklık aldım birde gözlük istiyordum saolsun eşim süpriz yaptı aslında gözlüğümün üstüne başkaları yattı ama benim hatamdı unutmuştum orda.ama üstüne yatmaları da eşimin ailesinin hatası idi.ben istemedim yinede ama gözlüğümü o kızın gözünde gördükçe yapılan davranış zoruma gidiyordu eşimde bana süpriz yapıp o gözlüğün daha güzelini daha iyisini aldı bana

 






Kıyafet konusunda takıntılarınız var mı?
spor ve rahat edeceğim şeyler giyiniyorum takıntılarım yoktur 
Nefret ettiğiniz huylar ve insanlar?
Kibir, yalan, iki yüzlülük ve en önemlisi başkalarını küçük gören, kendini kaf dağında sanan insanlardan hiç hoşlanmam.Kapımda köle olsalar yüzlerine bakmam o derece.Beni ilgilendiren kişinin yalnızca bana olan tavrı değil, çevresine karşı olan tutumudur.

valla aynı cümleleri kullandım çünkü Ya Leyl arkadaşımla birebir aynı görüşteyim bu kadarmı benzer insan ya :D aynıyız senle :D kardeşmiyiz neyiz töbe töbe heheheh :D
Sizi en net tanımlayan kelime?
Saf niyet olurdu sanırım.Malesef bazen saf olabiliyorum uyanığımdır ama safımdır biraz.İyi niyetlilik gibi birşey ama son üç senedir insanları gördükçe hayata evli olarak da devam edince insanları tanıdıkça o iyi niyet duygusu bende azalmaya başladı ben baya üzülüyorum ama elimde olan birşey değil demekki biraz masumiyetimizi yitiriyoruz zamanla ,yaşadıklarımızla.

Hayata yeniden gelme şansınız olsa hangi ülkede doğardınız?
Türkiyede doğmak isterdim yine.Çünkü ülkemi çok seven biriyim.

Tek başına bir insan keyiflenmek için ne yapabilir?
Uğraşmayı sevdiği herhangi bir şeye yalnızca kendisi için zaman ayırmak insanın keyfini yerine getirmeye yeter. Benim içinse kitap okumak,son ses müzik dinlemek,kütüphaneye gitmek,şiir yazmak,resim çizmek ,bağlama çalmak. Kendime ait çok fazla hobim var ama bunlar çok çok keyiflendiriyor beni.

Nikah masasında evleneceğiniz kişiden “Hayır” cevabı alsanız ne yaparsınız?
hiç bunu düşünmemiştim ama güvenmişimde oturmuşumdur yoksa çok zor yani bir akrep olarak oraya kadar gelmem çünkü özgürlüğüme düşkünüm ben ama biriniçok seversem bu özgürlüğümden ve kendimden bütün tavizleri verebiliyorum

İnsan kaderini mi yazar, kaderini mi yazar?
Aynı Hz Ademin o yasak meyveyi yiyeceğinin bilinmesi gibi ama bu seçimi yapan kendisidir.

Aklınıza gelen ilk İngilizce kelime?
Apple :D 

elmaya olan düşkünlüğümden olsa gerek bi gözlerimi yukarı kaldırdım o canlandı gözümde :D

İnternette sahip olduğunuz ilk nickname?
Sweetsinem di :D


Mimi yapmak isteyen tüm blog arkadaşlarıma yolluyorum takipteyim :D

ayrıca Ya Leyl çok ama çok teşekkür ediyorum mutlu ettin beni
bende mim görünce alla alla kim beni mimlerki dedim :D sonra baktım sen :D şaşırmadım beklediğim kişi sendin senden başka mim yapan olmaz bana :D çok samimi olduklarım var ama onların aklına pek gelmem :)

9 Eylül 2013 Pazartesi

Onüç Günün Mektupları

Cemal Süreya nın eşine yazdığı onüç mektuptan oluşuyor o kadar güzeldi ki mektup okumayı sevdiğimi söylemişmiydim bilmiyorum ama bu tarz çok ilgimi çekiyor hemde bir tarafta kendi el yazısı ile yazdığı mektupların olması harika bence.Mektup sevenlerin ve Cemal Süreyayı sevenlerin özellikle ilgisini çekecek bir kitap


ayrıca Cemal Süreya'nın gerçek adı Cemalettin miş


Alıntıladıklarım :








hep bir kızı olsun istemiş adını bile seçmiş cemal süreya













5 Eylül 2013 Perşembe

Hanım dilendi bey beğendi motifi ve blog tavsiyesi

internette onca araştırmama rağmen şöyle temelden bir anlatım bulamadım ama bu blog sayesinde ben bu işi çözdüm blogdaşlarım

kendisinin blogunu çok beğendim ve burdan kendisine çok teşekkür etmek istiyorum sayesinde yapabiliyorum Allah razı olsun eğer sizde bu tatlı blogu merak ettiyseniz buyrun burdan


http://ebrulikedi.blogspot.com




Bu aralar ben

bu aralar örgüye sarmış durumdayım :) bilenler bana link atarsa sevinirim ben kırlent için model arıyorum açıklamalı aslında birşeyler yaptım öğrendim biryerlerden ama onu da bitince sizlerle resim olarak paylaşacağım ama bardak altlığı modelleri daha değişik modeller yapabileceğim basit lif modelleri varsa açıklamalı link atarsanız yorum olarak sevinirim.Bu ara kitap okuyamıyorum okuyamama dönemlerimden biri gene geri geldi düğümlere üfleyen kadınları okuyrdum ama çok sıradan ve durağan gittiği için dayanamadım bıraktım belki devam ederim okuyan varsa yorumlayabilir okuyup okumamam konusunda.

2 Eylül 2013 Pazartesi

Yazar Ayları | Büyük Kitap Çekilişi

Yazar Ayları | Büyük Kitap Çekilişi


Yazar aylarının düzenleyicisi olan sevgili Pinuccia bu ay yazar aylarını daha da renkli hale getiren bir çekiliş hazırlamış.
Çekilişe katılmanın ana kuralı kitap bloğu olmak ve kitap eylül ayında okuyup yorumunu blogta paylaşmak.
Sizde katılmak ve ayrıntılı bilgi almak istiyorsanız tıklayın.

Yaş Mayalı Sandviç






Benim tariflerime bakan arkadaşlarım bilirler bir türlü poğaça yani aradığım gibi sandviç gibi poğaça yapmak istiyordum puf olsun istiyordum çünkü ben normal poça sevmeyen biriyim illa benim ki puf puf lcak daha önceden bir tarif yapmıştım ama onunda nedense alt kısmı sert olmuştu poça güzel olmuştu ama şükürler olsun bu seferki tarif tuttu her zaman yapabileceğim bir tarif tutturdum mis gibi kokuyor ve harika bir tadı oldu yumuşacık oldu boylarını biraz daha büyük yapabilirdim ama deneme amaçlı iki tanesini büyük yaptım sadece.

kendisine çok teşekkür ediyorum umarım tarifi paylaşmama kızmaz.


MALZEMELER:

1 yumurta
1 çay bardağı su
1 çay bardağı süt
1 çay bardağı sıvıyağ
2 yemek kaşığı şeker
1,5 tatlı kaşığı tuz
1 paket yaş maya (42gr.)
5 su bardağı un
üzeri için çörekotu




YAPILIŞI:

Bir cezve veya sütlüğe su va sütü kayun içine şekeri katıp ısıtın.Elinizin dayanacağı sıcaklıkta olmalı.
Karıştırarak şekeri eritin.Altını kapatın bunu derin bir kaseye dökün.İçine sıvıyağ ekleyin mayayı koyun.Yumurtanın beyazını katın sarısını ayırın , tuzu ekleyip unu azar azar eleyerek katıp hepsini yoğurun. Ele yapışmayacak bir hamur olunca bunun üstünü nemli bezle kapatıp bir saat bekleyin mayalansın.Hamur kabarıp mayalanınca elinizle cevizden biraz daha büyük parçalar koparıp yuvarlayıp yağlı kağıt serilmiş yada margarinle yağlanmış tepsiye dizin.Şekil verirken isterseniz içine peynir +maydanoz karışımıda koyabilirsiniz.Üzerlerine yumurta sarısı sürüp çörek otu serpip 180 derecedeki fırında kızarana kadar pişirin.Soğuyunca iç malzemesi koymadıysanız ortadan ikiye kesip kaşar ya da beyaz peynir koyarak servis yapabilirsiniz.Afiyet olsun.