Sayfalar

28 Ocak 2013 Pazartesi

Define-Mehmet Rauf



Mehmet Rauf-Define

bitti öyle güzel bir eser ki sanırım ben bu tarz okumayı seviyorum.Eskiler sıkıcı mantığı var ama asla öyle değil yazar o kadar sürükleyici anlatmış ki şaşırdım bende sıkıcıdır diye başladım resmen elimden bırakamadım 112 sayfa bir çırpıda bitti.Olay bir define peşinde sürüklenen bir hastane rektörü'nün bu işe bulaşmış olması ile başlıyor ve ondan sonra ardı ardına sürükleyici şekilde tam bir polisiye havasında gidiyor.Kaçışlar neler neler yokki...Çok fazlada anlatmayayım.Ama sonunu merak edeceksiniz.Akıl oyunları çok fazla.Bir anda kahramanı olan Şakir Beyin yerine koydum olayları yaşıyor hissettim :) umarım sizde bu kitabı alır ve beğenerek okursunuz.

Ayrıca şalaşpur :seyrek dokumalı kumaş,astarlık ince bez demekmiş :) 
bir kitap da bir şeyler öğrenmek asıl amacımdır boş boş hikaye anlatan,yada sadece bir olay döngüsü içinde dönüp duran ama insana hiçbir şey katmayan bir şeyler öğretmeyen kitapları sevmiyorum.

Kitaptan Alıntılar
  1. İnsan hiçbir şeye para kadar çabuk alışamazmış,diyen ne doğru söylemiş
  2. Böyle durumlarda insanın yetilerini yönlendirme becerisi olmayan cansız bir oyuncaktan farkı kalmıyor.
  3. Böylesine mutluluk için,değil böyle yorgunluklar en büyük tehlikeler bile göze alınamaz mı?
  4. İnsan ne garip yaratık...Hayatında başkalarının ayartmasıyla bir iki çarpık ve yasadışı iş görmeye alıştı mı,hele hele belalı serüvenler içinde yuvarlandı mı,hemen kötü işlere karşı dayanılmaz bir eğilim duyuyor.sf.80
  5. Başka bir deyişle ben cesaretimle silahlıydım.sf.85
  6. İnsan ne garip bir yaratık?!..Bir saat önce düşünülmesi bile beyni yakıp kavuran korkunç olaylar,bir saat sonra daha da kötü şartlar içinde gerçekleşip insanın başına geliyor.İnsan bu duruma nasıl dayanır?




Beyaz Kitaplık'da Tolga Karanlıkoğlu kitapları çekilişi var

10. ÇEKİLİŞİMİZ

Sayfamızı: http://www.facebook.com/beyazkitaplik
beğenen, 
bu gönderimizi beğenip paylaşan 
ve gönderinin altına katıldığına dair yorum bırakan bir kişiye 
Tolga Karanlıkoğulları'ndan adınıza imzalı 2 kitap ve sürpriz hediye.

Kazananların açıklanma tarihi: 3 Şubat

Şansınızı arttırmak isterseniz: http://beyazkitaplik.blogspot.com/2013/01/10-kitap-cekilisi-tolga-karanlikoglu.html




25 Ocak 2013 Cuma

Madame Hermine; Gazinin Hüzünlü Aşığı(Nehir Roggendorf Eyüboğlu)

     
Gazinin Hüzünlü Aşığı


                            Atatürk'le alakalı okuduğum ilk kitap malesef utanarak söylüyorum ama bundan sonra daha çok alıp okuyacağım.Bu kitapta onunla,kişiliği ile ilgili çok güzel ayrıntılar var,kitapda gerçek bir olay anlatılıyor.Ben bu tarz olayları anlatan kitapları çok seviyorum.Öyle bir aşkmış ki hermine'nin aşkı ölene dek sürmüş. Kitapda anlatılan her şey Madame Hermine'nin yazara anlattıkları.Yazarda bunları öyle güzel akıcı bir şekilde en ince ayrıntısına kadar yansıtmış.Akıcı,dili sade ve Gazinin Hüzünlü Aşığını merak eden herkese okumasını tavsiye ediyorum.Tabi ki benim okuduğum yayın evi diya yayınları diğer yayınların nasıldır bilemiyorum ama benzer olduğunu düşünüyorum sonuçta yazar aynı ama sayfa sayılarında değişiklik var diye biliyorum.

Gelelim kitabın tanıtım yazısına okumayı isteyenler için benim yorumlarımın üstüne artı bir bilgi olacaktır:
O, Hermine’ydi. Gazi Paşa’nın hüzünlü âşığı. Tıpkı bir bahar dalını andırıyorsun!” demişti Hermine’ye, Gazi Paşa. “Seni çok sevdim, küçük kız. Sanki benim kalbime işledin. Sen henüz açılmamış, saf, taze bir çiçeksin! Yetiştirilmesi gereken özel bir çiçek!” diye duygularına değinmişti. Hermine’de, Gazi Paşa’sını çok büyük bir aşkla sevmişti: “Oysa şimdi sana âşığım, delicesine âşığım!” diyordu Paşa’sının resmine bakarak. Ama; “Cinayet hariç, her şey!” diye gürlemişti İsmet Paşa. “Her ne şekilde olursa olsun; bu durumu bir şekilde engellemeliyiz!” demişti. İsmet Paşa’nın dediği oldu. Hermine, Paşa’sına ulaşamadı. Ve Hermine’nin ruhu, bitimsiz, zifiri karanlıklar içinde kaldı. Geçmiş yaşamların unutulmuş sayfalarını merak edenlere Nehir Roggendorf’un ilginç romanı, Gazi’nin Hüzünlü Aşığı, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaşanan, o aşkı anlatıyor!



24 Ocak 2013 Perşembe

Mihenk Taşı





Mihenk taşı bitti ve tadı damağınızda kalırya bir çilolatanın işte öyle birşeydi. Kitabı bir günde bitirdim. Gelelim olaya kitap mektuplar çevresinde dönüyor bir kadının aşık olduğu adama büyük bağlılıkla ayrı yerde olsa da duyduğu güven ve aşk sonucu ona yolladığı mektuplar. Mektupları okuyamamış olmak benim için kötüydü.çünkü gerçekten o mektupları merak ettim yazarın dili harikulade kullanışı beni etkiledi okuduğum farklı kitaplardan biriydi çünkü farklı bir tasvir havası,kendini hissettirmeyen merak uyandırma ve sürükleyicilik var.konu olarak çok bilgi katıcı değil ama bir roman olarak ve tasvirleri,psikolojik tahliller,ruhun yansımalarını iyi hissettirmiş okuyucuya. Ne denli zevk alırsınız kişisel zevkinize bağlı ama ben ruh tahlilleri karışık ruh halleri ve kitapta aşk,duygusallık ve yaşamdan ders alma konulu kitapları sevdiğim için bu kitabı çok beğenerek okudum. Çıkardığım sonuç ve ders ne olursa olsun insan dürüst olmalı sevdiklerine karşı ve onların bizi anlamasına fırsat vermeliyiz ve kimi zaman hayatımıza giren insan aslında bir diğerine tamamen bağlı olabilmemiz için bir sebep olabilir hayatta başımıza gelen kötü şeyler bile iyi sonuçlar doğurabilir


21 Ocak 2013 Pazartesi

Yeni Cicilerim


Hemen kitaptan 50 kişi beğendirerek kazandığım kitaplarım


Altınbilek yayınlarından kazandığım kitabım
 Çok farklı bir anda biten böyle kafamı allak bullak eden ama çok değişik bir tat bırakan kitap.Anlatsam anlatılmaz ama çok hoşuma gitti

Sahibinden.com dan aldığım orjinal ikinci el kitabım aldığım kişi hem kargoyu 2,5 tl şeklinde yolladı bana hemde kitabı bir kere okunmuş çok temiz sıfır gibi.O sebeple bu alışverişimden de yeterince memnun kaldım ayrıca yazarla da ilk tanışmam olacak.Yakın zamanda okuyup yorumlamayı düşünüyorum


Nermin bezmen,kızıla boyalı saçlar ,the secret tanıdığım bir abladan aldım bana hediye etti yani artık benimler ayrıca bir 10 tane falan daha aldım annemin evi bana uzak olduğu için onları gittikçe buraya getirip kütüphaneme ekleyeceğim ve nasip olursa okudukça sizlerle yorumlarımı ve alıntılarımı paylaşacağım.


Kitap Rüyası facebook sayfasından kazandığım ilk ephesus kitabım çok güzel kapağı ile içinden çıkan ayracı ile sayfa kalitesi ile herşeyi ile mükemmel bir kitap.Henüz okumadım yine osman aysu ile ilk tanışmam olacak hem yazar hem yayınevi açısından ilkim olacak kısmetse.


Babil'de Ölüm İstanbulda Aşk şuanda( 21.01.2013 ) okuduğum kitap 50. sayfasındayım harika gidiyor.Bu kitap tek okunması gereken bir kitap the secret ile eş zamanda okumaya çalıştım ama yok kesinlikle sadece buna odaklanılmalı.Yorumumu yine paylaşacağım sizlerle...İskender Pala'nın bu ara İki Dirhem Bir Çekirdek kitabınıda okudum sözlük niteliğinde ders kitabı ile roman karışık bir kitap yani aslında öğrenci olan arkadaşlarımızın işine çok yarayacak bir kitap ve deyim ve atasözlerimize ilgi duyan nerden geldikleri konusunda merakı olanlar içinde çok iyi bir kaynak .Bana sık sık Hadi ya! o kadarda değil ordan mı gelmiş bu söz dedirtti...

Kitap Okuma Işığım

Gece kitap okumayı seviyorum eşim televizyon izlerken ışığı söndürüyoruz bu durumda bende Tv izlemeyi sevmediğim için kitaplarımla baş başa kalmayı arzu ediyorum bunun için Canım Annem bana bu hediyeyi almış.Ona bu hediyesi için çok teşekkür ediyorum kullanmaya başladım bile hoşuma gitti çabuk çiziliyor ama olsun yinede bir sayfa bile okusam yinede onu kendime kâr sayıyorum özellikle bu ara.Hem face deki yarışmalardan kazandığım kitaplar var sırada hem aldıklarım böyle olunca içim okumadan rahat etmiyor sanırım çoğu kitap kurdu benim gibidir.Kütüphanede kitap dururken insanın içi nasıl huzurlu olabilir ki :) o heyecan bambaşka bir şey anca beni benim gibiler anlar diyip resimlerimi paylaşıyorum canlarım :)



16 Ocak 2013 Çarşamba

Ahmet Ümit-İstanbul Hatırası

 
Byzantion’dan İstanbul’a uzanan heyecan yüklü, tarihsel bir serüven…

Yedi hükümdar, yedi kadim mekân, yedi gizemli olay ve yalın bir gerçek! 



Ahmet Ümit'in polisiye ve tarih dolu kitaplarından biri.Ben önce Sultanı Öldürmek romanını okudum ama keşke öyle yapmasaymışım dedim.Ahmet Ümit bu kitabında sadece İstanbul’un sırlarını deşifre etmiyor, eski dost Komiser Nevzat’ı da bizlere daha yakından tanıtıyor. Karısını ve kızını, hedefi kendisi olan bir patlamada kaybeden Komiser Nevzat’ın hayata tutunma çabalarını, onun yaralarını yavaş yavaş ama kalıcı bir şekilde tedavi eden Rum sevgilisi Evgenia ile olan ilişkilerini, yaralı aşklarını, iki sevgilinin beraber yitirilmiş eş ve evlada kaldırdıkları buzlu rakı bardaklarını, o bardakların hüznünü, hüznün masadan kopup, Balat’a açılan pencereden İstanbul’a karışmasını o kadar güzel anlatıyor ki. Ya da Ayasofya Müzesinin harcındaki aşkı. Justinyen’in, büyük aşkı Thedora için, Ayasofya Müzesinin görkemli kubbesini taşıyan dört sütunun tepesine işlettiği isimlerinin baş harflerini.
Ve maalesef bu şehirde kaybettiklerimizi de bize anlatıyor Ahmet Ümit. Hem yitirilen aşkları anlatıyor, hem de yıllardır İstanbul’a ne kadar hoyrat davrandığımızı, gün geçtikçe daha da acımasız olduğumuzu, neleri yitirdiğimizi ve böyle giderse daha neleri yitireceğimizi.
polisiye-tarih türünde çok iyi iş çıkarmış yazarımız,konusu sürükleyici,dili akıcı ve merak uyandırıcı.

İstanbul'un tarihi yerlerine gitmişliğim var ama bilmeden araştırmadan gittiğimi hissettim.Bu kitabı okurken anlatılan yerleri hep gidip görmek istedim imkanınız varsa o şekilde de yapabilirsiniz yada okuduktan sonra zaten görme isteği uyandırıyor insanda. Ayasofya,Topkapı Sarayı ve padişahlarla ilgili bilgiler beni daha çok bağladı kitaba.Eğer tarihi sevmiyorsanız kitap sizin için faydalı olacaktır çünkü o sürükleyicilik içinde tarih de öğrenmiş oluyorsunuz.Tek eksi yanı sonlarını bir türlü beğenemiyorum ben Ahmet Ümit'in kitaplarında sanki daha mı farklı bitmeliydi dedirtiyor onun dışında harika bir kitaptı katilin kim olduğunu düşünürken kitap bitti :)Herkesin mutlaka okuması gerektiğini de vurgulamak gerek. 

Ve sonundaki cümleler beni bitirdi.

“Cesetlerin yanına sikke koyduğumuzu biliyorsun değil mi ?” Duraksadı. “Sana tüyo falan vermek istediğimizden değil… Cinayetleri yazacak gazetecilere bu şehrin muhteşem tarihini hatırlatmak için. İstanbul’da yaşayan vefasızlar sürüsü, hiç değilse gazetedeki yazılanları yaşadıkların yerin tarihini öğrensinler diye…”


Ve beğendiğim başka bir alıntı:


İnsan ruhunun yarası dikiş tutmaz. Aynı zamanda ruhun yarası, bedeninkinden daha etkilidir; daha ıstırap verici. Bu acı o kadar güçlüdür ki, insan başka dünyalara dönüp bakamaz bile. İstese bile yapamaz bunu     İstanbul Hatırası - Ahmet Ümit 



Alıntı 3:
Amacınız ne kadar yüce olursa olsun,kendi öz çocuğunuza bile zorla hiçbir şey yaptıramazsınız.

Alıntı 4:
İşte bu yüzden ne insanların kafataslarıyla krallık kuranları ne de onları taktir edenleri severim.

Alıntı 5: 
Halka kim zulüm etmişse yanlış yapmıştır.İster Fatih,ister Justinyen,kim masum insanlara zulüm etmişse yanlıştır.




http://www.facebook.com/video/video.php?v=165034126877058
izlemenizi tavsiye ederim çok güzeldi....



 






12 Ocak 2013 Cumartesi

Yedi Gün Duası-Zerrin Soysal

Yedi Gün Duası 

Bana hediye gelen bir kitaptı yazar tarafından ve facebook kitap kurdu sayfası tarafından.

Konusu;yazar Zerrin Soysal'ın Yitik Ülke'den çıkan ilk romanı. roman üç kız kardeş ve nefret edilen bir anne etrafında dönüyor; anne ölünce ele geçen bir defter her şeyi değiştirecektir.Zeynebin annesinin günlüğünü bulması ve okuması kafasındaki tasavvur ettiği o nefret ettiği annesinin aslında öyle olmadığını görüyor ve vicdan azabı duyuyor.Psikolojik tahliller yerli yerinde,yazarın dili akıcı.Ben çok beğenerek okudum ilk kez çok karakterli ve bol diyaloglu bir kitabı sevdim.Özellikle annesinin günlükleri çok ilgimi çekti beni bir sonraki aşamada ne olacak diye merak ettirdi.Akıcı ve ders verici bir kitap okumak isterseniz tavsiye ederim.Alıntıladıklarımı da önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağım inşaAllah.

Gelelim kitabın tanıtım yazısına:


Gerçek görünen midir yoksa görünenin ardına gizlenen mi? Gidenin yükü mü daha ağırdır, geride kalanın mı? 
En çok sevdiklerimiz incitir bizi; peki sevgiyle nefret arasındaki sınırı kim çizer? 
Zerrin Soysal, ilk romanı “Yedi Gün Duası”yla okurlarını uzun ve edebiyat lezzetiyle donatılmış bir yolculuğa çıkartıyor. Başarılı kurgusu ve dramatik yapısıyla bu roman, aklınızı uzun süre meşgul edecek… 
Bu kitapta Zeynep’le birlikte insan ilişkilerine dair birçok soruya yanıt arayacak, yaşamınızdaki insanlara başka bir gözle bakmaya başlayacaksınız… 
“İstiyorsan gel ama eve dönmem için ısrar etme. Yalnız kalmak istiyorum. Kafamı toplamak istiyorum. Kendimi bulmak, Zeynep kim, dostum düşmanım kim anlamak istiyorum. Karlıdağ’a tırmanacağım, gerçek aynasına bakacağım. Anladın mı, gerçek aynasına bakacağım.” 
Vücudum hıçkırıklarla sarsılıyor, gözyaşlarım parmaklarımın arasından sızıp dirseklerimden kucağıma damlıyor. Halam telefonumu çekip alıyor elimden. 
“Zeynep iyi canım. Benim yanımda, merak etme. Bir şeyi yok, annesinin ölümüne ağlıyor. Gelmeye falan da kalkma, gereği yok.” 
Halam Mehmet’i çok seviyor.





6 Ocak 2013 Pazar

Leyla Buradan Taşındı-Barış Cem Kaya



Leyla Buradan Taşındı


Bugün size ilk tanıtımımı yapacağım.Şu satırları yazarken bile çok heyecanlıyım.Okuduğum kitapları paylaşma düşüncesi epeydir vardı ama bir türlü hayata geçirememiştim.Umarım severek takip edeceğiniz bir blogum olur.Çok fazla sayıda kitap blogu olduğunu gözlemledim ve benimde takip ettiğim çok güzel bloglar var benden desteklerini esirgemezlerse çok sevinirim.Şimdiden teşekkür ederim.Tüm kitapseverler olarak birbirimize destek olmalıyız diye düşünüyorum.
 
Şimdi gelelim bu güzel kitaba.Kitap Barış Cem Kayanın yazdığı harika bir kitap.Leylayı seven Yekta adındaki adamın Leyladan kopuşunu anlatmakla başlıyor kitabımız.Duyduğu aşk beni kendisine hayran bıraktı desem yalan olmaz.İçeriği belli zaten ama başta anlatılan daha sonra bir ilahi aşkı anlatma çabasına dönüşmüş.Maddi olan aşktan ilahi aşka geçiş yapılmış hissettim yazarın dilinden böylece hem maddi aşk anlatılmış hemde aralara kelimelerin gizli köşelerine ilahi aşk da sıkıştırılmış.Dili yalın ama cümleler çok etkileyici ayrıca içinde çok güzel şiirler de var kafiye sıkıntısı olmadan şiir bu kadar güzel yazılabilir.Ben şahsen kitabı çok beğendim bazı yerlerde sıkıldığımı hissettim ama sanırım ben kitaba tam olarak bu ara odaklanamadım ondan olsa gerek.Hayat Yayınlarının bana armağan ettiği bir kitaptı ve bitti tadı damağımda kaldı desem yeri.Herhangi bir konu gözetmeksizin okuyacaksanız ve aşkı hissetmek istiyorsanız okumanızı tavsiye ederim.
 
Gelelim kitaptan alıntılarıma o kadar çok var ki ben zamanım ölçüsünde burda bazılarını sizinle paylaşmak istiyorum kitap konusunda size bilgi verecektir.

Alıntılar:
  1. Hikaye anlayanlar azaldıkça,kıyılarımızdan da çekildi huzur.
  2. Ne çok sessizlik var ve sessizlik ne çok buralı.
  3. Mümkün olan bütün tarifler,Tarifini aşka borçludur.
  4. Ve sevmenin çünküsü olmaz,fedası olur!
Not: Beklerim şiiri favori şiirlerimden biri oldu.



Ötelisin

Sen nimetlerin şahit ol dediğisin.
Evren misafirhanesinin başköşesine şahit ol diye
Davet edilensin.
Nimetler vadisinin sofrasında yeri önceden hazır edilensin.
Tatmak için geldin,doymak senin kârın değil.
Bunca nimete şahit olmuşken,herkesin istediğini
Herkes gibi isteyemezsin.
Nimetlerle arana terbiye diye bir mesafe inşa etmelisin.
Buldun diye benimdir,benimkiler diyemezsin.
Sen ve sendekiler ...
sana ait değiller.
Şahit olan tanıktır.
Tanıklık terbiye ister.
Sanatlar taktir gerektirir.
Emek marifet içindir.
Yeryüzü işte ayaklarının altında cennetten bir döşek.
Göğü şahit ol diye süslediler.
Başka canlılar mevsimlerce senin için koşturuyor.
Dünya senin değil,ha bire dönüyor,ha bire dönüyor.
Çevir yüzünü isteklerinin prangalarından çevir.
Sen sana sunulanı pervasızca isteyemezsin.
Âşıklık mesleği dilenmez kapılarda.
Sen başka bir aleme kurulmuş zamanlı bir saatsin.
Herşeyi burası için isteyemezsin.
Sen ötelisin,ötelisin...